29 Ağustos 2014 Cuma

Çocuklar en değerli varlıklarımız...

Onlar sağlıklı ve mutlu bir şekilde büyüsün diye elimizden gelen her şeyi yaparız. Ancak konu ihtiyaçları ve istekleri olduğunda bazen küçük zorluklarla karşı karşıya kaldığımız olur. Belirli bir yaşa kadar çocukların beslenmesindeki tüm kontrol özellikle biz annelerin elindeyken elbette içimiz daha rahat. Ama iş, bizden bağımsız hareket etmeye, kendi seçimlerini yapmaya başladıkları zamanlarda değişiyor ve çocuklarımızla atıştırmalıklar konusunda çatışma yaşamaya başlıyoruz. Biz onları daha sağlıklı beslemeye çalışırken, onlar besleyici değeri olmayan besinlere yönelebiliyorlar. Özellikle ara öğünler konusunda detayları gözden kaçırmamak gerekiyor.

Günümüzde çocukların kızartmalara, cipslere veya besin değeri açısında zengin olmayan şekerlemelere, gazlı içeceklere ulaşması artık çok zor değil. Bu ürünlerin “nasıl olsa yemeğini yedi” ya da “yemek yemedi bari bunlardan yesin” diyerek öğün aralarında tüketmesine göz yumulduğu anlar olabiliyor. Ancak bu durum ne yazık ki çocuklar için ileride yaşayabilecekleri önemli sağlık risklerine de zemin oluşturmak anlamına geliyor. Oysa ara öğünlerde tercih edilecek masum atıştırmalıklar, çocukları mutlu ederken biz annelerin de kendimizi daha huzurlu hissetmemizi sağlayabilir.

Bu masum atıştırmalıklar arasında ben dondurmaya çok güveniyorum. Çünkü hem etrafımdaki annelerden hem de beslenme uzmanlarından dondurma hakkında pek çok faydalı bilgiler duyuyorum. Besin değerleri açısından zengin ve tabi ki diğer atıştırmalıklara kıyasla çok daha masum olan dondurma ara öğünler konusunda en büyük destekçilerimden biri. Bunu öğrendiğimden beri çocuğumun süt, taze, kuru meyveler veya kuru yemişlerle desteklediğim ara öğünleri dondurma ile daha da renklendi. Tabi burada da bir önemli nokta devreye giriyor ki o da çocuğuma kendisi için en uygun dondurmayı seçebilmek. Çocuklara özel olan, içeriğindeki yağ, şeker, kalori miktarının onun ihtiyaçlarına göre düzenlenmiş olmasına özellikle dikkat ediyorum. Çünkü her dondurma aynı değil. Diğer önemli bir nokta da; özellikle yaz aylarında her süt ve süt ürününün hijyenik şartlarda üretilip sunulduğuna dikkat etmek gerekiyor. Aksi takdirde süt ürünlerinde zararlı bakteriler çok çabuk üreyebiliyor. Bu yüzden uzmanların da dediği gibi hijyenik koşullarda hazırlanıp sunulan güvenilir markaların ambalajlı dondurmalarını tüketmek gerekiyor. Ben bu kriterlere en uygun ürünleri nerede bulurum diye araştırdığımda ulaştığım marka Algida’nın Max ürünleri oldu. Max’ın çocuklara özel beslenme kriterlerine sahip olması ve ürünlerini yüksek kalite standartları ve hijyenik koşullarda üreten ve soğuk zincir kırılmadan bize ulaşmasını sağlıyor olması benden tam puan aldı. Algida Max'ın ürünlerinde göz önünde bulundurduğu kriterler nedir diye merak ederseniz;

  • Algida Dünya Sağlık Örgütü ve uluslararası beslenme önerilerini göz önünde bulundurup, çocuklara yönelik dondurmalar için özel kriterler geliştiriyor. Bu çalışmaya göre çocukların tüketeceği dondurmaların bir porsiyonunda en fazla 110 kcal enerji ve 3 g doymuş yağ ve 100 gramında en fazla 20 g ilave şeker bulunması gerekiyor.
  • Algida Max, tüm ürünlerinde bu kriterleri sağlamış olduğunu taahhüt ediyor. 

Özetlemem gerekirse dondurmanın faydalarını öğrendiğimden beri içim çok daha rahat. Üstelik dondurma sanıldığının aksine sadece yazın değil 4 mevsim tüketilebilen bir ürün. Oysaki biz senelerce dondurmanın kışın boğaz ağrısı yaptığına inandık ve çocuklarımızı kışın dondurmadan mahrum bıraktık. Halbuki dondurmanın hijyenik koşullarda üretildiği ve soğuk zinciri kırılmadan saklandığı taktirde bakteri içermesi beklenmiyormuş. Bu da demek oluyor ki 4 mevsimde her ara öğünde çocuğum mutlu bense huzurluyum.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

12 Ağustos 2014 Salı

Yoksa sizin evde yemek seçen biri mi var ?

Çocuğunuzu her şeyden çok sevdiğinizi biliyoruz. Sizin için hayattaki en önemli şey, büyüme çağındaki çocuğunuzun iyi beslenmesi ve dolayısıyla gelişimini en iyi şekilde tamamlayabilmesi. Bunun için de, çocuğunuzun düzenli olarak, birçok gıdadan yemesini istiyorsunuz. Haklısınız... Ama bazı şeyler zaman alır.

Çocukluk ve okul öncesi dönemde, iştahsızlık ve yemek seçme, çok sık rastlanan bir durumdur. Türkiye’de 10 yaş altı her 3 çocuktan 1’i yemek seçiyor¹. Hemen panik yapmadan önce, çocuğunuzun yemek seçen bir çocuk olup olmadığını anlamak için, testimize katılmaya ne dersiniz?

http://vitasure.com.tr/cocugum-yemek-seciyor/yemek-secen-cocuk-testi²

15 Temmuz 2014 Salı

Girne Amerikan Üniversitesi ile Kıbrıs’ı Kazan, Kıbrıs ve İngiltere’de oku!

Girne Amerikan Üniversitesi, "Kıbrıs’ı Kazan, Kıbrıs ve İngiltere’de Oku" sloganı ile bütünleşen ve yurtdışı kampüsleriyle de öğrencilerine üç farklı kıtada eğitim fırsatı sunan öncü bir üniversite.

Eğitimde mobiliteye verdiği önem ve uluslararasılaşma sürecinin bir göstergesi olarak Girne Amerikan Üniversitesi; İngiltere, ABD ve Hong Kong’dan sonra küresel kampüslerine bir yenisini ekleyerek Türkiye’de İstanbul yerleşkesini hizmete açmıştır. Bu süreçte Girne Amerikan Üniversitesi, öğrencilerine 3 farklı kıtada eğitim imkânı sunmakta ve "Üç Kıta Tek Üniversite" sloganı ile de bir dünya üniversitesi olma noktasında bir hareketlilik içerisinde olduğunu kanıtlamaktadır.

Kazandıkları ÖSYM bursları ile GAÜ’ye yerleşen öğrenciler, Girne Amerikan Üniversitesi’nin yurtdışı yerleşkelerinde aynı burslarla ve ek ücret ödemeden programlarıyla uyumlu dersler yada ELA’da (English Language Academy) İngilizce dil eğitimi alıyor; geri döndüklerinde ise yurtdışında aldıkları dersleri GAÜ programlarındaki ders yükümlülükleri yerine saydırarak eğitimlerine devam edebiliyorlar.

Eğitimde 30 Yıl...

Geçtiğimiz günlerde görkemli bir törenle 30. Onur Yılı’nı kutlayan Girne Amerikan Üniversitesi için bu sene oldukça özel bir yıl. GAÜ, 2014-2015 Akademik Yılında tam 2260 yeni öğrencisine 7 yıl boyunca kesintisiz ÖSYM Bursu verecek.

GAÜ sosyal ağlarda da çok aktif; bu sene tercih dönemi boyunca facebook.com/girneamerican üzerinden tüm kampüsler ve öğrenci hayatı ile ilgili herşeyi paylaşıyorlar ve tüm sorulara resmi sayfa üzerinden cevap veriyorlar. Twitter takipcilerini de unutmamışlar @girneamerican üzerinden en güncel paylaşımları takip edebilirsiniz.

GAÜ, şu anda küresel dünyanın yükselen meslekleri Denizcilik, Havacılık, Sahne Sanatları, Hukuk, İleri Mühendislik Disiplinleri, Güzel Sanatlar, Mimarlık, İç Mimarlık, Uluslararası İşletme, Uluslararası İlişkiler, Psikoloji, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik, Türkçe Hukuk, Çin Dili ve Edebiyatı, Gastronomi ve Mutfak Sanatları, Sınıf Öğretmenliği, Sağlık Yönetimi, Ergoterapi, Enerji Sistemleri Mühendisliği, Ebelik, İnşaat Mühendisliği ve Sivil Havacılık Ulaştırma İşletmeciliği, Pilotaj gibi programları barındıran; 9 Fakülte, 6 Yüksekokul, 2 Enstitü ve  2 Meslek Yüksekokulu’nda olmak üzere , 69 Lisans 21 Önlisans 48 Yükseklisans ve 17 Doktora programı sunmakta.

GAÜ’den saygın dünya üniversiteleri ile akademik işbirliği ve değişim programları fırsatı!

Girne Amerikan Üniversitesi, kampüsleri ve 200’ü aşkın dünya üniversitesiyle sürdürdüğü öğrenci değişim programları kapsamında, öğrencilerine yaşam boyu hatırlayacakları deneyimlerin kapılarını açmakta.

Uluslararası Denklik ve Tanınma

Girne Amerikan Üniversitesi sağladığı eğitimin kalitesini sürekli olarak geliştirmek için akreditasyonlarını ve üyeliklerini yenilemektedir. GAÜ yerel olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Yükseköğretim Planlama, Denetleme, Akreditasyon ve Koordınasyon Kurulu YÖDAK ve Türkiye Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından tanınmaktadır. Ayrıca dünyanın bir çok saygın denklik kurullarından akredite olan GAÜ’nün bir çok uluslararası üyeliği de bulunmaktadır.

Girne Amerikan Üniversitesi Eduniversal’ın En İyi Üniversiteler sıralamasında yer almaktadır. Avrupa Birliği Yükseköğretim Sistemi içerisinde üniversite eğitimini denetleyen uluslararası eğitim kuruluşu Eduniversal, 153 ülkeden 12 bin yükseklisans programının incelenmesi ve 100 bin öğrenci ile yaptığı “En İyi Yükseklisans Eğitimi Veren Üniversiteler” araştırmasının sonuç raporuna göre GAÜ "En İyi Yükseklisans Eğitimi Veren İlk 100 Üniversite" arasında gösterilmektedir.

GAÜ, YÖK onaylı programlarıyla geleceğin pilotlarını yetiştiriyor

4 yıllık Pilotaj eğitimi alan öğrenciler, GAÜ İstanbul Yerleşkesi Uluslararası Havacılık Akademisi’nde similatör ve uçuş derslerini tamamlayarak Pilot olma hakkını kazanıyorlar. GAÜ’nün, uluslararası standartlarda verdiği eğitimle yetiştirdiği öğrenciler, önümüzdeki 20 yılın en gözde mesleklerinden biri olan havacılık sektöründe kolaylıkla iş bulabilecekler.

Kıbrıs, dünyanın en güzel adalarından biri!

Kıbrıs Dünya’nın en güzel adalarındandır ve iklimi sayesinde bir tatil ülkesinde eğitim alma şansınız var, üniversite kampüsü plajlara çok yakın mesafede bulunmakta ve kampüse çok renkli bir yaşam hakim. GAÜ, adanın en turistik sahil kenti olan Girne’de kendisine özel plaj ve uygulamalı 5 yıldızlı oteli ile öğrencilerine eşi benzeri olmayan bir eğitim fırsatı sunmaktadır.

Peki kampüste hayat mı nasıl? Tanıtım filmleri için youtube.com/girneamerican ve vimeo.com/girneamerican

Bir boomads advertorial içeriğidir.

4 Haziran 2014 Çarşamba

Bu Hürriyet Çok Sosyal

Son yıllarda akıllanan sistemlerle artık pek bir aşina olduğumuz "tanınma" hali, hepimiz için vazgeçilmez oldu neredeyse. İnterneti kullandığımız her alanda, müzik dinlerken, alışveris yaparken, video izlerken, sistem tarafından tanınmaya alıştık. Peki haber sitemiz neden bizi tanıyamasın ki? Hürriyet Sosyal ile artık her okuyucunun kendine özel haber sayfası oluyor. Nelerle ilgileniyorsanız, hangi haberleri görmek istiyorsanız Hürriyet'in özelleşmiş servisiyle anında karşınıza çıkıyor.

İlk defa bir haber sitesinin kendisini böylesine kişiselleştirdiğine tanık oluyoruz aslında. Okuyucularını "kullanıcı" kimliğine büründüren Hürriyet Sosyal sana özel haber akışı sunuyor. Hangi konularla ilgili haber görmek istediğini sen seçiyorsun. Ayrıca senin gibi diğer kullanıcıları da takip edebiliyorsun. Bu tarafı normal bir sosyal medya hesabı gibi işliyor. Tabi sadece diğer kullanıcılarla değil, yazarlarla da daha sağlıklı iletişim kurulması için olanak sağlıyor. Yani böylece bir köşe yazısı ile ilgili yorumlar çok daha interaktif bir hal alıyor. Yazarlar ve kullanıcılar arasında tartışma ortamı yaratması projenin en sosyal taraflarından biri ve günümüzde eşsiz bir tutum. 

Tabi ki haber almak istediğiniz onlarca konu başlığı arasından, özellikle önce haberdar olmak istedikleriniz olabilir. Sistemimiz bunun için de "kategori ve alt kategori seçtirme" özelliğine sahip. Bu özellik ile sadece seçtiğiniz konu ve kategorilerin haberleri sayfanıza düşüyor.

Başka bir önemli özellik de haberleri ‘öne çıkartabilmek’. Bu özelliğin ayrıcalıklı bir yanı da var. Öne Çıkart özelliği sadece onu kullanan kullanıcıyı kapsamıyor, ayrıca öne çıkartılan haberin Hürriyet'in anasayfasında da önlere çıkmasını sağlıyor. Bunun yanında artık alışkanlık haline gelen hashtag'leri kullanarak da kendi gündeminizi özelleştirebiliyorsunuz. 

Hürriyet Sosyal, kişiselleştirme konusunda birçok yeni bakış açısı getiriyor aslında. En güzel taraflarından biri de genel sosyal medya alışkanlıklarını bir araya toplamasının yanı sıra bunlara yeni bir bakış getirmesi oluyor. Bütün bu özellikleri bir araya getirirken kullanıcı dostu arayüzüne sahip olmasıyla da elini güçlendiriyor. Çünkü yeni bir siteye alışırken edinilen ilk izlenim her kullanıcı için çok büyük öncelik taşıyor. İlk anda edinilen kötü bir deneyim kullanıcıların elini ayağını hemen çekmesine sebep olabiliyor. 

İnsanların yıllardır sadece yazılarını okuduğu yazarlarla artık yaratılan bu interaktif tartışma ortamında bir araya gelecek olması sistemin getirdiği en büyük yenilik. Ülkemizdeki en fütüristik projelerden biri olan Hürriyet Sosyal, her kullanıcının yorumlarının da yer alacağı geniş bir network sağlıyor.

İçerik: http://yaziliyuz.blogspot.com.tr/

Bir boomads advertorial içeriğidir.

27 Mayıs 2014 Salı

Kerem'e Teyzeciğinden Birkaç Sözcük

Kerem;
Seni bekliyoruz küçüğüm.  En çok da benim güzel dostum, senin biricik annen Yasemin Tuğba... Ne kadar da heyecanlı bir bilsen. Herşeyin en güzelini en doğrusunu yapmak için nasıl da uğraşıyor. Içi içine sığmıyor.  Konuşuyor aslında sürekli senle anlatıyor sana, olan biteni. Bazen Özür diliyor senden. Bazen hadi artık oğlum çık gel oralardan diyor. Merak ediyor gözlerin kime benzeyecek, esmer misin yoksa sarışın mı? Yumuk yumuk ellerini ısırmak için sabırsızlanıyor.  Çok güzel bir ailen var Kerem. Kıyafetlerin yatağın dolabın herseyin hazır. kankan bile var biliyor musun? Benim biricik oğlum Eymen Batu ..
Sağlıkla gel Kerem. Ailen seni çok seviyor. Daha da mutluluk getir yuvana. Bereket getir. Kismetinle gel.
Gel Kerem geeeeel geeeeel geeeeel. ..
Bak biz seni beklerken bazen de böyle eğleniyoruz.

Posted via Blogaway

7 aylık Annenin Ilk Anneler Günü Notları

Geçtiğimiz günlerde kutladığımız anneler günü 7 aydir artık beni de kapsıyor efem. E hal boyle olunca annelik adına birkaç söz de ben edeyim dedim.

Şu 7 ay içinde anladım ki; Annelik herzaman bir iç hesaplaşmasıymış. Vicdanını susturamamakmış. Daha iyisini yapabilir miyim diye hep kendini sorgulamakmış. Bir şeyleri kaçırdım mı, geç mi kaldım yoksa diye hayıflanmakmış. Öte yandan gözgöze geldiğinde, öyle bir duygu akışıymış ki anlatılmaz.
7 aylığım demeden isteklerini belirtebilmesine, reddetmeyi bilmesine, onun bile kararları olduğunu görüp şaşkınlıklardan şaşkınlık beğenmekmiş. Hep bir acelenin olmasıymış. Ruhunun değiştiğini, aklının artık başka çalıştığını gözlemlemekmiş. Ani kararlar verememekmiş. Topuklu ayakkabılarına veda etmekmiş.Uyuduğunda özlemekmiş onu. Evden koşarak çıkıp koşarak dönmekmiş. Baktıkça gurur duymakmış kendinle. Paylaşmak istemekmiş bu büyük mutluluğu herkesle. Deliksiz uykuyu unutmakmış. Yalnız kalabildigin tek yerin tuvalet oldugunu öğrenmekmiş. Kimseye emanet edememekmiş bazen. O hasta oldugunda ona zarar gelmesin diye sogukkanlılığına inanamamakmış. Tüm bunların yanında hala kadın olmaya calışmakmış. Kısacası anneler günü reklamlarında gördüğümüz o musmutlu mükemmel anneler koca bi yalanmış 😊

İşte bu güzel duyguları bana nasip eden önce Allah'a sonra hayatımı değiştiren iki adama oğluma ve Koray'a sonsuz teşekkür ve şükür ediyorum. Ilk Anneler günümü unutulmaz kılan sevgili kocam Koray; beni çok mutlu ettin.

 İşte bunlar da benim anneler günümden kareler...



24 Mayıs 2014 Cumartesi

LINE'dan ücretsiz internet!

Dünyanın önde gelen mobil platformu LINE, 50MB ücretsiz internet olanağı sağlayarak kullanıcılarının iletişim olanaklarını artırmalarına ve birbirleriyle dayanışmalarına katkıda bulunuyor.  Mesajlaşma, yüksek kalitede sesli ve görüntülü arama, sesli mesaj, fotoğraf ve lokasyon göndermeyi bir arada ve ücretsiz sunan LINE, kullanıcılarına 50 MB’lık interneti ücretsiz sunmakla kalmıyor, aynı zamanda  internet paketi kazananlara isterlerse bunu başkalarına hediye etme olanağı da yaratıyor.

Yalnızca LINE kullanıcılarına sunulan kampanyaya katılmak için çok basit ve eğlenceli bir yol bulunmuş:

Öncelikle telefonunuza LINE’ı indirmeniz gerekiyor: http://line.me/tr/download

1) Etkinlik haftası olan 26 Mayıs - 1 Haziran tarihleri arasında LINE arkadaşlarınıza en az 3 farklı günde mesaj, sticker ya da fotoğraf gönderin.

2) Mesaj gönderdiğiniz her gün için 1 puan kazanacaksınız.

3) 3 puanı topladığınızda, ücretsiz 50 MB internet sizin olacak!

Gerekli puana ulaştıktan sonra LINE Türkiye resmi hesabı tarafından iki hafta içerisinde bilgi mesajı alacaksınız. Mesajda belirtilen alana internet paketinin yüklenmesini istediğiniz telefon numarasını girmeniz yeterli. İnternet paketi giriş yaptığınız anda geçerli olacak ve 24 saat boyunca kullanılabilecek. Bilgi mesajının size ulaşabilmesi için LINE Türkiye resmi hesabını arkadaşınız olarak eklediğinize emin olun. Bunun için; LINE’ın ana menüsünde yer alan Diğer/Daha Fazlası > Resmi Hesaplar bölümünü kullanabilirsiniz.

50 MB’lık internet paketi, Turkcell abonesi numaralar tarafından kullanılabiliyor.  “Ama benim hattım Turkcell değil” diyorsanız üzülmeyin, bilgi mesajıyla birlikte gelen formu doldururken arkadaşlarınız ya da sevdiklerinizin numarasını girerek kazandığınız internet paketini onlara hediye edebilirsiniz.

Ücretsiz internet paketinize hemen sahip olmak için LINE yükleyin! http://line.me/tr/download

Bir boomads advertorial içeriğidir.

15 Mayıs 2014 Perşembe

Soma'da Babasız Kalan Çocuklar İçin Destek Çağrısı

“Gece eve geldim. TV'de Soma daki olayları gördü
Bir anda olayın ne kadar büyük ve vahim olduğunu hissettim.Ben babamın şehit olduğu haberini aldığımda 12 yaşındayım. Hava kuvvetleri mensubu idi.Babamın cesedini göremedim. Yanarak hayatını kaybetmişti. İşte bu yüzden yıllarca benim babam bir gün çıkıp gelecek diye kardeşlerimle bekledik. Bu duyguyu iyi bilirim. Acı yaşandığı en sıcak anlarında yanınızda birileri varmış gibi duruyor.Ama sonra bir de bakıyorsunuz etrafınızda hiç kimse kalmamış. O anda size ödenen yardım paraları bütün hayatınıza mal ediliyor.Oysa gerçek hiç öyle gelişmiyor.İşte bu yüzden ben olana değil, olacaklara bakarak babasız kalan çocukların kaderi asla babaları gibi o maden ocaklarına çaresizlikten girmek olmamalı dedim.Bu yüzden bu grubu kurdum. Amacım çocukları ailelerinden ayırmak değil. Onlara bir sıcak istikbal planı yapabilmek. Kendilerine güvenmelerini sağlamak.Bu gibi durumlarda ailenin travması çok büyük olur. Biliyorum. Bu yüzden bir psikolojik destek grubu da kurmaya çalışıyorum. Bir günlük değil. Uzun süreli. Gerçekten yaraya merhem olmaktan öte. Yarayı iyileştirmek arzusundayım. Bunu tek başıma yapamam.Çok zenginim, hiç kimsenin olmadığı kadar zengin, etrafımda benim duygularıma ve fikrime yürekleriyle ve çözümleriyle katılan binlerce insan var.Annelere meslek edindirmek istiyorum. Çocuklarına aş olacak parayı kazanabilmeleri için.Onların hiç birini devlet kapısında gelecek yardım paralarını beklerken görmek istemiyorum. Onurum kırılır bir kadın olarak bu ülkede 400 aileyi hayata katamazsak.
İşte bu kadar
Yasemin Tutal”


Blogger Anne ve Babalar ortak bir yayın ile Soma'daki çocuklara yardım etmeyi amaç ediniyor. Bu yayının duyurulmasını sağlayan YSM'ye teşekkürler.

Grubun para toplamak gibi bir amacı yok. Çözüm üretmek ve çocuklara gelecek sağlamak birincil.

Onlar bizim çocuklarımız.
Hayatlarını aydınlatmak okuma şanslarını yaratmak zorundayız.

Grubun facebook adresi de bu lütfen gözatın:
https://www.facebook.com/groups/223527051190701/

İlginiz ve duyarlılığınız için teşekkürler...

10 Mayıs 2014 Cumartesi

Ülker Çocuk Sinema Şenliği

Bu perşembe Elif'le Ülker'in bu yıl 7.sini düzenlediği muhteşem bir sosyal sorumluluk projesi olan "Ülker Çocuk Sinema Şenliği"nin davetlisi olarak "Karlar Ülkesi"ni izledik.

Kuzum elinde mısırı filmin başlamasını bekliyor. (Salonda hiç yer yoktu. Komşumuz da mısır almaya gitti)

Filmi beklerken Sabri Ülker Gıda Araştırma Enstitüsü Vakfı'nın çocuklar için "beslenme" temalı şarkısını izledik-dinledik.

Çok beğendik.

Filmin çıkışında bizi bu abla ve abi uğurladı.

Filmden çıkan her kuzuya bu paketlerden hediye ettiler.

Peki bu proje benim için ne ifade etti: 

Belki 7 yıldır pek çok kez reklamlarını duyduk. 

Ücretsiz sinema etkinliği olarak düşündük.

Evet ücretsiz sinema etkinliği. 

Ama aslında daha da fazlası.

O uzun kuyrukta sadece çocuklar yoktu. 

Pek çok anne de vardı. 

Bazısı ilk defa sinemaya gelmişti. 

Belki maddi imkanlar, belki yaşam şartları nedeniyle.

Bu annelerin ve çocukların yüzünde o heyecanı gördüm.

Bu nedenle bu projeyi tebrik etmek istiyorum.

Bazen insanları mutlu etmek için çözüm o kadar kolay ki.

Ülker sadece onların sinemaya gitmesini sağladı.

Ama ben inanıyorum ki o anne-çocukların hayatında - hayallerinde farklı pencerelerde açıldı.

Çıkışta verilen o mini paketler çocukların neşesine neşe kattı.

(İçinde süt, kek, çikolata, sakız, bisküvi vardı) 

Herkesin sanata ve hayallere daha kolay ulaşması dileğiyle


Sevgiler,

Çiğdem

İçerik: http://www.sorananne.com/

Bir boomads advertorial içeriğidir.

9 Mayıs 2014 Cuma

7 Aylık Bebek Gelişimi

Bu ayın sonunda bebeğinizin şunları yapması muhtemeldir.
 •  Yardımsız olarak oturabilir

 •  Dik tutulduğunda bacakları üzerine ağırlık verebilir.
 •  Oyuncağını aldığınızda itiraz edebilir.
 •  Ulaşamayacağı bir yerdeki oyuncağı alabilmek için çabalayabilir.
 •  Bir elinden diğerine bir nesneyi geçirebilir.
 •  Düşen bir nesneyi arayabilir.  
 • İnsan sesine doğru dönebilir.
 • Ga –ga-ga-ga, ma-ma-ma-ma, da-da-da-, ba-ba-ba gibi sesli sessiz kombinasyonları mırıldanabilir.
 • Birisine yada bir eşyaya tutunarak ayakta durabilir.
 • Oturur duramdan ayakta durur duruma kendini çekebilir.
 • Yüzükoyun yatarken oturur duruma geçebilir.
 • Eşyalara doğru yürümeye çalışabilir.
 • Anlamını bilmeksizin anne ve baba diyebilir.

Bu liste bebek.com'dan alıntıdır.

Gelelim bu ayın sonunda benim bebeğim neler yapabiliyor?
  • Yardımsız oturabiliyor.
  • Uzun süredir Dik tuttuğumuzda bacaklarına ağırlık verebiliyor.
  • Oyuncağını aldığımızda ya da her hangi bir oyuncağı istediğinde ya da biz bir şeyler yerken o da yemek istediğinde mutlaka bunu belirtiyor.
  • Ulaşamayacağı bir yerdeki oyuncağı almak için çaba gösteriyor.
  • Bir elinden diğer eline nesneleri geçirebiliyor.
  • Düşen bir nesneyi arıyor.
  • Insan sesine doğru dönüyor.
  • Ma-ma-ma ve ba-ba-ba seslerini çıkartıyor. Ba-ba-ba yı ilk duyduğumuz an mükemmeldi oğlum :)
  • Daha ayakta durmayı denemedi.
  • Yüzükoyun yatarken oturur duruma geçmeyi denemedi.
Bunların dışında artık çok neşelisin. Duyguların çok belirgin. Baban eve geldiğinde mutluğun görülmeye değer. Tanımadığın insanlardan bazen korkup ağlıyorsun. Bir de bu aralar diş çıkarma sıkıntın var. Lamba nerde deyince de yukarı bakıyorsun. Gözlerini kırpıyorsun. 
Haaa! Bir de arabada oto koltuğuna oturuyorsun daha ne olsun :)

Sağlıkla büyü oğlum...

6 Mayıs 2014 Salı

7. Ay Doktor Kontrolümüz

Öncelikle yine geçen ayın değerlendirmesi ile başladık. Geçen ay buradan okuyanlar da bilir ek gıdaya geçiş ayımızdı. Bu ay gerçekten zor geçti. Çünkü bebekler için her yeniliğe alışmak zorlu oluyor. Fakat onun bebek bedeninden sıyrılıp normal insan bedenine dönüşümünü gün gün izlemek mucizevi bir duygu. Burada da geçen ayı özetlersek artık oğlum meyve yoğurt ve iki öğün çorba ile toplam dört öğün ek gıda alıyor. Artık saatlerine alışmış ve mama sandalyesine oturduğunda ağzını açar durumda, yaşasın! Neler yedirdiğimi neler yediremediğimi anlattım. Doktorumda bir geçiş döneminde olduğumuzu yaz geldiğinde kendiliğinden yedirebildiklerimin çeşitleneceğini söyledi.

Doktorumuz bu ay ek gıda besinlerimize kahvaltı ve et ekledi. Böylece gün içinde öğün sayımız beşe çıktı.

Günlük programımız şöyle;
09:00-09:30 kahvaltı
11:00-11:30 meyve
13:30-14:00 etli sebze ya da tahıl çorbası
17:00-17:30 yoğurt
19:00-19:30 et ya da etli sebze ya da tahıl çorbası

Doktorumuzun verdiği örnek kahvaltı tarifimiz: bir çay bardağı ıhlamur, adaçayı ya da sevdiği bir meyvesuyu ile bir kaç tane bebe bisküvisi bir kibrit kutusu kadar tuzsuz herhangi bir peynir, 1/8 oranında tam pişmiş yumurta sarısı hergün 1/8 oranında artırılacak bir tama ulaşıldığında gün aşırı verilecek. 1 çay kaşığı pekmez, bunların hepsi karıştırılarak yedirilecek.

Et konusuna gelince öncelikle haftada bir gün mutlaka balık yedirilecek. Balıkta büyük balıklar tercih edilmeli. Bunun dışında hergün çorbasına et (kıyma, tavuk) katılacak. Et mutlaka haşlanarak pişirilecek. Balığın derisi olduğu için ızgara buğulama gibi yöntemlerle pişirilebilir. Ayın sonunda et
miktarları artırılarak kıymada iki ceviz büyüklüğüne, balıkta çeyrek bir çipura ya da levreğe çıkarılır.

Bunları konuştuktan sonra geldik muayeneye oğluşum artık insanları daha iyi tanıdığından doktorumuzu biraz yabancıladı ve ağladı. Doktorumuz bebeğimizi biraz daha sosyalleştirmemizi öğütledi. Muayenede herşey çok normaldi şükürler olsun. Kilo ve boy ölçümünde de bu ay yüzümüz gülüyordu. Bu ay oğlum 2,5 cm uzayarak 69 cm ve 950 gr alarak 8650 gr olmuştu. Ve beklenen son çığlık çığlığa aşımızı da olduktan sonra muayenemiz sonlandı. Doktorumuz artık 2 ay sonra görebilirim dedi fakat biz o kadar bekleyebilirmiyiz bilemiyorum :)

Bu kontrolün sonunda doktorumuzu biraz gülümsetmek adına aşağıdaki karikatürü çerçeveleyerek ona hediye ettim. Gülümsemeyi bırakın kahkaha attı biz annelerin bazen gerçekten de böyle halleri oluyor di mi hanımlar?


Sağlıklı günler dileriiiimmmmm...

26 Nisan 2014 Cumartesi

Nehir'in Doğumgünündeydik...

Eymen Batu'nun bir arkadaşı daha tam tamına 1 oldu. Doğumgünü partisinin akşam olması sebebiyle uykucu Oğluşum katılamadı fakat biz onun yerine tatlı Nehir'i kutlamaya gittik. Kelebek konseptli partimizde herşey çok şirindi. Güzel arkadaşım Nihal; sana eşinle ve dünyalar tatlısı yavrucuğunla bir ömür boyu mutluluklar diliyorum.

Nehirciğim tekrar doğumgünün kutlu olsun. Sağlık mutluluk başarı dolu bir ömür dilerim. Nice yıllara...



23 Nisan 2014 Çarşamba

Bugün 23 Nisan, Oğlumun Ilk 23 Nisan'ı

Bugün; yaşadığım tüm 23 Nisan'lardan çok farklı, belki her yıl olduğu gibi erkenden kalkıp en şık kıyafetlerimi giyip okula gitmedim, öğrencilerimin gülen gözlerine umutla bakmadım ama bu yıl coşkuların en büyüğü benim. Çünkü bugün artık tüm çocukların olduğu gibi hem oğlumun hem de içimde hala çocuk kalan yanlarımın günü...

Oğlum sanki bugünü kendinin günü olduğunu bilmişcesine erkenden neşeyle uyandı. Havanın da güzel olmasıyla tüm gün doyasıya gezdik. Bosch Evi'nde düzenlenen Çocuk Şenliği'ne katıldık.

Ulusal egemenliğimizin 94. Yılında oğluma da nasip olan bu güzel günü tüm dünya çocuklarına armağan eden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk' e yürekten teşekkürlerimi sunuyorum. Ne Mutlu Türk'üm diyene...

Hayatı çocuklar kadar masum yaşayabilmek dileğiyle...


22 Nisan 2014 Salı

Kinder Surprise'ini geri vermek için ne istersin?

40 yıldır hem annelerin hem de çocukların Kinder Surprise'ı çok sevmesinin birçok nedeni var.

İlki çocukların lezzetine doyamadığı sütlü dolgulu çikolatası. O çikolatanın içinden bir de binlerce farklı oyuncak çeşidi çıkınca, çocuklar hem oyunlarına yaratıcılık katıyor, hem de her Kinder Surprise'da yeni bir heyecan yaşıyor. Anneler de çocuklarının bu heyecanını görmekten ve yaratıcılıklarının gelişimini izlemekten çok mutlu oluyor. Çünkü Kinder Surprise'ın oyunlarına kattığı yaratıcılığı, mutluluğu kendi çocukluklarından biliyorlar. 

İşte Kinder Surprise'ın yeni kampanyasında anneler Kinder Surprise'ın çocukları için ne kadar değerli olduğunu anlamak için çocuklarına Kinder Surprise verip sonra da geri istiyorlar. Çocuklar da bu duruma çok eğlenceli tepkiler veriyor. Belli ki çocuklardan Kinder Surprise'ı geri almak hiç de kolay değil.

Kampanyanın Facebook ayağında da Kinder Surpise anneleri, çocuklarına Kinder Surprise verip geri istedikleri videoları paylaşabilecekleri bir uygulama yapmış. Anneler çocuklarının videolarını paylaşarak sürpriz hediyeler kazanabiliyorlar. Facebook uygulamasına da bu linkten ulaşılıyor.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

20 Nisan 2014 Pazar

Ilk Arkadaş Partimiz - Kerem'in Doğumgünü-

Eymen Batu'nun ilk arkadaş partisine katıldık. Arkadaşı Kerem tam tamına 1 oldu. Onu ve ailesini tebrik ediyorum. Darısı bizim başımıza 6 ay sonra inşallah diyorum.

Partimiz çok güzeldi. Çocuklar gibi şendik. Ev sahiplerimiz güzel arkadaşım Hilal ve eşi Yasin bizi çok rahat ettirdi. Oğluşum ilk zamanlar biraz huysuzdu. Ilk defa girdiği bir ortamda kalabalıkla karşılaşınca sanırım biraz ürktü. Fakat sonra kendine geldi.

Kerem'i buradan tekrar kutluyor; ona ve ailesine sağlıklı, mutlu, huzurlu bir ömür diliyorum.

İşte fotoğraflar da burdaaaaaa











18 Nisan 2014 Cuma

Ek Gıdaya Geçiş 2. Hafta

Ek gıdaya geçişte bir haftayı daha geride bıraktık. Her alışma sürecinde olduğu gibi zaman en büyük dostumuz. Bu hafta şunu söyleyebilirim ki geçen haftanın ödevi olan sabah meyvesi ve ikindi yoğurdunu oturttuk sayılır. Yaz mevsiminin meyvelerinin daha olgunlaşmaması, meyve çeşitlerimizi sınırlandırıyor fakat gelecek aylarda bizi kayısı, şeftali, kiraz, karpuz gibi meyvelerin beklediğini bilmek beni sabırsızlandırıyor. Diğer yandan son demlerini yaşayan portakalın tatlı olanlarını bulunca bir daha ki kışa kadar bekletmek istemedim oğluşumu.. İyiki de öyle yapmışım sevmedi denemez.

Evet gelelim çorbalara; bu hafta öğle yemeğinde tahıl çorbası vardı. 3 çeşit çorba denedik. Ilk olarak besleyici olması sebebiyle tarhana çorbası sonrasında şehriyeli yoğurt çorbası ve son olarak unlu şehriye çorbası. Yoğurt çorbasını sevmedi. Sanırım ekşi geliyor. Diğer çorbalara bu kadar tepkili değil. Ama bayıla bayıla yediği de söylenemez.

Ikinci hafta ile birlikte ben de alışmaya başlıyorum bu yeni sürece. Kaşığı reddetmemesine ve az da olsa yemesine seviniyorum. Çünkü zamanla daha da oturacağını düşünüyorum. Ayrıca ben stres yaptıkça işler daha da sarpa sarıyor.

Ek gıdaya geçişle beraber alışverişler de başladı. Mama sandalyemiz ve önlüklerimiz İkea'dan.


Tabağımız ve kaşıklarımız ise Tupperware'dan tabağın tabanı kaymaz ve renkleri çok güzel umarım memnun kalırım.


Oğlum; her yeni bir besin denemende çok heyecanlanıyorum. O yüzünü buruşturuşun beni bir korkutuyor. Sevmedi diyorum. Sonra devam ettiğin de yemeğe düşünüyorum herhalde ben de ilk defa yiyeceğim birşeye şüphe ile yaklaşırdım diyorum.

Kendi kendine yemeğini yiyeceğin, bizim yemeklerimize ortak olacağın günleri iple çekiyorum. İşte böyle geçiyor zaman.

12 Nisan 2014 Cumartesi

Ek Gıdaya Geçiş 1. Hafta

6. Ayın bitmesi ile bir sınav bekler, hem anneleri hem de bebekleri. Bu sınavın adı ek gıdaya geçiş(?). Bugüne kadar bebeğinin her acıktığında hazır olan sütünü vermeye alışmış annenin sınavı: doktorun söylediği miktarı, söylediği şekilde hazırlayıp doğru saatte bebeğine yedirebilmek.  Bebeğinki ise vücuduna her yeni aldığı besine alışabilmek ve bu süreçte sindirim ve boşaltım sorunları ile başa çıkabilmek.
Eğer bebeğiniz bir iştahla şapır şupur yiyorsa süper ama yemiyorsa...Bu süreçte anneyi şunlar bekleyebilir:

  • Bebeğinin yemek istememesi
  • Kaşığı görünce ağlaması
  • Ağzına aldığı besini tükürmesi
  • Kusması gibi
  • Vb.
Bu durumda yine biz annelere yılmadan tekrar tekrar denemek düşüyor. Doktorumun deyimi ile asıl annelik şimdi başlıyor.

Bizim birinci haftamızı özetlersem; daha önceki yazımda da belirttiğim gibi bu haftanın amacı 10:00 ile 10:30 arası 100 ml'ye kadar meyve suyu ya da püresi idi. Önceki yazım için tık tık. Fakat biz 5 ayın bitmesi ile alıştırma amaçlı meyve suyu ve pürelerine başladığımız için ek olarak yoğurda başlamaya çalıştık bu hafta.

Gün gün neler yaptığımıza gelirsek;
Cumartesi: sabah bir elmanın püresini güle oynaya yedik. Yoğurt daha mayalamamıştık.
Pazar: Bir elma püresi yedik. Annemin mayaladığı yoğurdu beğenmememle hadi tarhana çorbası verelim dedik onu da güle oynaya yedik.
Pazartesi: İşte film şimdi başlıyor. Bu sefer armut vereyim dedim. Fakat armudu reddetti. Ağladı ağzını açmadı. Neyse dedim belki çorba yer, yok anacım dün keyifle çorbayı içen sanki o değil. Peki dedik yoğurt yer belki, yok yine ağzını açmıyor. Kaşığı görünce ağlayıp başını çeviriyor. Bende moraller sıfır.
Salı: Bildiği bir tat olsun diye tekrar elma verdim başlarda alıyordu. Boğazına kaçmasıyla birlikte öksürerek onu da kustu :( ve bir daha almadı. Akşam annemin bu işe el koyması ile binbir şaklabanlıkla yoğurdu yedirdik.
Çarşamba: Muz püresi ve yoğurt şaklabanlıklar devam ediyor:)
Perşembe: Muz püresi ve yoğurt şaklabanlıklar tam gaz :)
Cuma: Elma püresi ve yoğurt
Cumartesi: Elma püresi ve yoğurt
Evet ilk hafta için güzel bir performanstı tabi ki annemin büyük desteği ile :)

Son olarak bu süreçte tavsiyelerim ya da kendi hatalarımdan öğrendiklerim şunlar:
  • Püre cam reddeden geçirildikten sonra iyice ezilmeli gerekirse ikinci bir elmanın suyu ile daha da sıvılaştırılmalı. Muz püresini de elma suyu ile ezdim.
  • Pes edilmemeli. Morali yüksek tutmalı.
  • Açken vermeye dikkat edilmeli.
  • Bebeklerin çok değişken huylu olduğu unutulmamalı, dün güzelce yerken bugün reddetmesi normal karşılanmalı.
  • Doktorumun tavsiyelerinden biri ise yoğurdu almıyorsa bir kaşık pekmezle tatlandırılabilir. 
Haftaya çorbalarla ben yine burada olacağım.
Sizi yerken pozunu da vermeyi unutmayan Eymiş'le baş başa bırakayım... Siz onun güldüğüne bakmayın kök söktürdü kerata :)


8 Nisan 2014 Salı

Bu Aralar

Bu aralar zaman oğluşumu ek gıdaya alıştırmakla geçiyor başardığımda yazacağım :)

6 Nisan 2014 Pazar

Bebeğimin Gelişimi: 6. Ay

Bebeğim dün tam 6 aylık oldu. Bebekler bu ayda neler yapabilir ?

 • Oturur duruma çekildiğinde başını gövdesi ile aynı seviyede tutabilir.
 • A-guu ve benzeri sesli ve sessiz kombinasyonları yapabilir.
 • Dik tutulduğunda bacakları üzerine bir miktar ağırlık verebilir.
 • Yardımsız oturabilir.
 • Birisine veya bir eşyaya tutunabilir.
 • Kendi kendine kraker yiyebilir.
 • Oyuncağınızı aldığınızda itiraz edebilir.
 • Ulaşamayacağı yerde duran bir oyuncağı almaya çalışabilir.
 •  Bir elinden diğer eline bir nesneyi geçirebilir.
 •  Düşen bir nesneyi arayabilir.
 •  Bazı bebekler küçük ve zararlı nesneleri avuçları ile kavrayabilirler, bu yüzden yakınlarındaki nesnelere dikkat edin.
 •  Ga-ga-ga-ga, ba-ba-ba-ba, ma-ma-ma-ma gibi sesli sessiz kombinasyonları yapabilir.

Yukarıdaki liste bebek.com'dan alıntıdır.

Gelelim benim pıtırcığıma;

 • Oturur duruma çekildiğinde başını gövdesi ile aynı seviyede tutabiliyor.
 • A-guu ve benzeri sesli ve sessiz kombinasyonlar daha duymadık fakat aaaa diye sevinç çığlıkları atıyor.
 • Dik tutulduğunda bacakları üzerine bir süre bir miktar ağırlık verebiliyor.
 • Destekle oturabiliyor.
 • Birisine veya bir eşyaya tutunabiliyor.
 • Kendi kendine kraker yedirmeyi denemedik :)

 • Oyuncağınızı aldığınızda itiraz ediyor ısrarla oyuncaklarına ya da herhangi birşeye uzanıyor yakaladığında da hızla ağzına götürüyor.
 • Ulaşamayacağı yerde duran bir oyuncağı almaya çalışıyor.
 •  Bir elinden diğer eline bir nesneyi geçirebiliyor.
 •  Düşen bir nesneyi arıyor.

 •  Bu hafta en önemli gözlemim tepkiler oldukça arttı. Gülücükler, keyifle tükürükler çıkarmalar, oyun istemeler gibi.
 • Çok hareketli giydirmek, altını değiştirmek gittikçe zorlaşıyor.
 • Masada biz yemek yerken bizi izliyor o da yemek istiyor vermeyince ağlıyor :) 


Onunla geçen her anın keyfi tarifsiz hergün yeni birşey keşfettiğini izlemek çok heyecanlı.

Bir yanım; Oğlum, hemen büyüme hep böyle yanımda kal derken diğer yanım hemen büyü karşılıklı oturup sohbetler edelim diyor... Bir ay daha geride kaldı, nice sağlıklı yıllara...



6. Ay Doktor Kontrolümüz -Ek Gıdaya Geçiş Rehberi-

4 Nisan'da rutin doktor kontrolümüz vardı. Öncelikle doktorunuzla beraber geride bıraktığımız bir ayı değerlendirdik. Konuşacak çok şey vardı. Bu ay içinde oğluşum sünnet olmuştu. Ek gıda denemeleri yapmıştık. Ve gaz damlasını bırakmıştık. Bunları konuştuktan sonra muayenesi yapıldı. Herşey normaldi şükür. Sonrasında boy kilo ölçümü ile devam ettik. Bu ay oğlum az kilo almış. Bunu duymak benim için biraz moral bozucu oldu. Tekrar konuşmaya geçtiğimizde konumuz ek gıdalardı. Burda heyecanlı bir ses efekti vermek isterdim. Bir dönemin sonuna gelmiştik artık oğluşum sadece anne sütü yerine meyveler, yoğurtlar, çorbalar yiyecekti. Hadi bakalım hayırlısıydı.

Ek gıdalara geçişte izleyeceğimiz yolu doktorumuz şöyle anlattı:

1. Hafta: 10:00-10:30 arası meyve püresi ya da suyu, azar azar başlanacak günden güne artırılarak bir çay bardağına ulaşılacak. Bir çay bardağı geçilmeyecek. Not: çilek ve kivi dışında tüm mevsim meyveleri verilebilir.

2. Hafta: Meyve püresine ek olarak ikindi vakti günlük sütten yada güvenilir bir sütçüden alınan sütten mayalanan yoğurt, yine azar azar başlanacak günden güne artırılarak bir çay bardağına ulaşılacak. Bir çay bardağı geçilmeyecek. Not: hergün taze taze mayalanacak.

3. Hafta: Meyve püresine ve yoğurda ek olarak öğlen vakti tahıl çorbası(pirinç, tarhana, şehrine vb.), azar azar başlanacak günden güne artırılarak bir çay bardağına ulaşılacak. Bir çay bardağı geçilmeyecek. Örnek Tarif: su ve zeytinyağ tencereye konur tarhana da eklenir koyulaşıncaya kadar kaynaştılır. Tuz ve baharat eklenmez. Not: herdefasında taze pişirilir. Isıtma işlemi uygulanmaz.

4. Hafta: Meyve püresi, yoğurt ve tahıl çorbasına ek olarak akşam vakti sebze çorbası, azar azar başlanacak günden güne artırılarak bir çay bardağına ulaşılacak. Bir çay bardağı geçilmeyecek. Örnek Tarif: su ve zeytinyağ tencereye konur mevsim sebzelerinden istenenler seçilir sebzeler 
yumuşayınca ezilir. Tuz ve baharat eklenmez. Not: herdefasında taze 
pişirilir. Isıtma işlemi uygulanmaz. Patlıcan ve bakla kullanılmaz.

İşte böyle, umarım bol iştahlı bir ay geçiririz. 
6. Ay aşılarını da olduktan sonra ağlama eşliğinde odadan ayrıldık keyfimiz yerine gelince bir poz vermeyi de unutmadık. 

Sağlıklı günler efendim...



31 Mart 2014 Pazartesi

Bugün Umutsuzum...

Bugün umutsuzum, bugün belki uyanmak bile istemedim. Yanımda mıkırdanan oğlumun gülen gözlerine bakarken kendimi suçlu hissettim. Nerede yanlış yapıyorduk? Bu kadar büyük oranda insan gerçekleri nasıl göremiyordu? Bizim bu yönetime demokrasi dersi vermemiz için daha ne olması gerekiyordu? Herşeyin açıklaması montaj, komplo muydu? Daha da kötüsü bundan sonra bizi ne bekliyordu? Aldığı güvenoyu ile daha neler yapacaktı neleri yasaklayacaktı, neleri serbest(!) bırakacaktı?

Söylenecek söz yok(çok) belki sussam daha çok duyulurum. Oysa ne de mutluyduk oyumuzu vermeye giderken...
2011'den bu yana hiçbirşey değişmemiş yine o sözü paylaşıyorum.

“Demokrasilerde bir seçmenin cehaleti bütün halkın güvenliği için tehlikedir.”
                                                                                                 John F. Kennedy

29 Mart 2014 Cumartesi

Yarın Oyumu Kullanacağım Çünkü....



Yarın oyumu kullanacağım çünkü;

  • Ülkemin topraklarında özerklik konuşulsun istemiyorum.
  • Ülkemde al bayrağımızdan başka bir bayrak dalgalansın istemiyorum.
  • Ülkemde çocuk, sivil, kadın demeden insan öldürenlerin serbestliğe yol almasını istemiyorum.
  • Ülkemde milli bayramlarımızı coşkuyla kutlamak istiyorum.
  • Ülkemde her sabah öğrencilerim "Ne mutlu Türk'üm diyene! Diye bağırabilsin istiyorum.
  • Ülkemde çocukların sebepsiz yere ölmesini istemiyorum.
  • Ülkemde hırsızların yönetici olmasını istemiyorum.
  • Ülkemde haber alma özgürlüğümün engellenmesini istemiyorum.
  • Ülkemde sosyal medya mecralarının yasaklandığına inanmak istemiyorum.
  • Ülkemin biraz daha oy toplamak için olmayan sebeplerle savaşa sürüklenmesini istemiyorum.
  • Ülkemde insanların artık uyanmasını istiyorum.
  • ...
  • Oğluma bırakacağım geleceğe umutla bakmak istiyorum.


26 Mart 2014 Çarşamba

Hamilelere Kitap Önerisi

Biz kadınlar ne kadar isteyerek hamile kalsak da hamile olduğumuzu öğrendiğimizde bir boşluğa düşeriz. Ve acımasız mükemmeliyetçi ruhumuz kendini gösteriverir. Nasıl besleneceğim? Nelere dikkat etmeliyim? Neleri yapmam yasak? Neleri mutlaka yapmalıyım? Hangi ilaçları kullanmalıyım? Hamileliğimi ideal kilo alımıyla bitirebilecek miyim? Gibi birçok soru beliriverir aklımızda. Ve koşarız kitapçılara bir bakarız ki hamilelik kitapları derya deniz. Bu durumda hamilelik serüveninizin her anında tek başına rehberiniz olabilecek bir kitaptan bahsedeceğim. Kitap Prof. Dr. Mehmet C. Öz ve Prof. Dr. Micheal F. Roizen işbirliğiyle yazılan  "Siz Bebeğinizi Beklerken; Sağlıklı ve Mutlu Hamilelik Klavuzunuz"  kafaları karışık anne adaylarına blog blog forum forum gezmek yerine uzmanlarca hazırlanan bu klavuzu gözü kapalı tavsiye ediyorum.

Kitabın arka kapağından;

İlk kez hamile kalıyor olabilirsiniz ya da bir futbol takımı kuracak kadar çok çocuğunuz olabilir ama yine de hamileliğin ne demek olduğunu ve sağlıklı, mutlu bir hamilelik geçirme ihtimalinizi nasıl artırabileceğinizi merak ediyor olmalısınız. Bu muhteşem biyolojik yolculuk hakkında ne çok şey okumuş, izlemiş, araştırmış veya konuşmuş olursanız olun bu türde bir kitap daha önce hiç okumadınız. Hayatta çok az deneyim, hamilelik kadar uç noktalarda duygusal ritimlere sahiptir.

Siz bu durumda nasıl davranırsınız? İyi ve kötü zamanlar, aşermeler ve mide bulantıları, hamilelik kıyafetleri ve derideki çatlaklar hakkında soracağınız sorular olabilir. 280 günlük bu yolculukta ara sıra kafanızın karışması son derece normal ve de sağlıklıdır. Ancak bazen bu dağınıklığı gidermede yardıma ihtiyaç duyabilirsiniz.

SİZ: Bebeğinizi Beklerkende Dr. Mehmet Öz ve Dr. Michael Roizen size yalnızca ne yapmanız gerektiğini değil aynı zamanda neden yapmanız gerektiğini de öğreterek gerginliğinizi azaltmaya yardımcı olacaklar. 


Onlar modern anlamda yeni bir alan olan ve size çocuğunuzun genetik kaderini değiştirebilme gücü veren epigenetik hakkında şaşırtıcı içgörülerle vücudunuzun biyolojisini açıklayacaklar. Beslenme, egzersizler, hormonlar ve hamilelikle ilgili birçok sorunu iniş ve çıkışlarıyla ele alacaklar. Her şey bir yana, doktorlarınız bu yolculukta sizin de istediğiniz şeyi istemektedirler: Sağlıklı bir bebek (ve sağlıklı bir anne). 

İçiniz rahat olsun: SİZ: Bebeğinizi Beklerken bu harika uçuşta en sevdiğiniz yolculardan biri olacak. 



25 Mart 2014 Salı

En Güzel Hikayem

Bugün doğumgünün bitanem, söylemesi dile kolaymış. Anne olunca anladım; yeni bir hayat başlarmış insanın doğumgününde, yeni bir mücadele, ilk önce yumuk yumuk olan el yavaş yavaş açılırmış, sabahın güneşi beklediği gibi beklermiş anne; o ilk gülümsemeyi, ne zormuş insanoğlunun bir şeyi tutup kavraması önce iki elle sonra tekiyle, seslenince yüzünü sana dönüşü ne mutlu edermiş hele bir de gülüp yüzünü saklamışsa, tarif edilemezmiş o ilk kahkahayı duyduğun an. Daha 6 ayı dolduramamışız, düşününce ne uzun geliyor oysa ne zor geçti oysa; öte yandan 30'u bitiriveriyor işte insan. Ne kısa geliyor oysa ne çabuk geçiyor ömür oysa.

Bu yıl yeni hayatımızın ilk yılı, bu yıl hediyelerin güzeli bizim. Bu yıl mutluluklar tarifsiz. Ama herşey ve her an seninle güzel seninle anlamlı. Hayallerimi gerçekleştiren, gelecek hayallerimin baş kahramanı iyi ki doğdun... Nice mutlu, sağlıklı, huzurlu yıllara beraberce...

23 Mart 2014 Pazar

Oldu da Bitti Maşallah

Eveeeeeet sünnet olduk. Bugün sünnetten sonraki ilk günümüz. Yavaş yavaş iyileşiyoruz.

Gelelim nasıl geçtiğine. Sünnetimiz Bursa Çekirge Doruk Hastanesinde oldu. Doktorumuz Çocuk Cerrahı Tamer Özekinci idi. Saat 11 de olan randevumuza 10:30 da gittik. Bebeğin tok olması gerekiyordu. Daha önce kararlaştırdığımız gibi lokal anestezi olacaktı. Doktorumuz gelince odasında anestezi için makattan bir sıvı verildi. Bu sıvı oğlumu tepkisiz ve algısız hale getirdi. Öyle ki balık gibi bakıyordu :( sonra sünnet odasına indik ve bölgeyi uyuşturan iğnelerde başladı operasyon. Sonrasında ben bakamadım. Oğlumla ilgilendim ona moral vermeye çalıştım. Bana kim moral verecekti oğlumu öyle masada yatarken görmek acı çekmese de kendini çekiştirmesini yaşamak zor bir deneyimdi. Operasyon neredeyse yarım saat sürdü. Bittiğinde bir odaya alındık. Bebeğim kendinde değildi. İnliyordu. Hemşire hanım ağrı kesici iğne yaptı ve böylece uyumaya başladı ve biz de o uyurken evimize geldik. 13:30 da evdeydik. 17:30a kadar uyudu. 17:30 uyandı önceleri normal bir şekilde bakınırken birden şiddetli bir şekilde ağlamaya başladı. 5 dakika durmaksızın ağladı. Zorlu süreç sadece bu ilk çişini yaparkenki zamandı. Hemen altını açtık. Doktorun tarif ettiği şekilde etrafını sildik. Gazlı beze mustela krem sürüp yaralı bölgenin üstünü kapatıp bezi bağladık. Ağrı kesici olarak dolven şurup verdik. Ikinci alt değiştirme ilki kadar zor olmadı. Saat 19:30'da da uyudu. Evet ilk gün zordu. Hem bizim için hem oğlum için.

Şimdi ertesi gün oldu. Alt değiştirirken sadece gazlı bezi yenilerken ağlıyor bunun dışında rutin hayatımıza döndük. Umarım herşey kısa zamanda eskiye döner.

Zor bir deneyimdi bizim için. Fakat herşey yolunda gitti. Gözümüzde büyüttüğümüz kadar olmadığını anladık. Doktorumuzdan ve hastaneden de çok memnun kaldık.

Böylece bunu da atlattık.

Operasyon öncesi

Operasyondayız

Bitti odaya geçtik

Evde uyuyor

Ertesi gün



21 Mart 2014 Cuma

Teşekkürler Kitap Evi Otel

22 Mart oğluşumuzun sünnet operasyonu olacağından 25 Mart olan eşimin doğumgününü 19 Mart'ta kutlamaya karar verdim. Mekan olarak Kitapevi Oteli seçtim.

Gittiğimizde bize özel güzel şık bir masa hazırlanmıştı. Restaurant'ın dekoru yoğunlukla antika objelerden oluşuyor. Eski bir piyano, kitaplık ve tabi ki şömine. Loş bir ışıklandırma, mumlar ve hoş müzikler. Menüye gelince ana yemek gayet lezzetli idi. Servis de çok iyi idi. Fakat tatlı için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Genel olarak başbaşa kutlamalar için çok uygun bir mekan.

Son olarak kış bahçesini de görmenizi öneririm. Orada da şömine mevcut. Sıcak bir içecek eşliğinde keyifli vakit geçireceğinizi düşünüyorum.

Bursa'nın ortasında Bursa'dan çok uzakta biryer. Geçirdiğimiz keyifli zaman için Kitap Evi Otel'e teşekkürler.